17 Kasım 2012 Cumartesi

Ey güzel Turizm İnsanlığı..


Temel ile Dursun Amerika ya gitmişler.Havaalanında Dursun çantalar ile ilgilenirken Temel de etrafı geziyormuş.Bir kola makinesi gören Temel başlamış bozuk para atmaya..
Bu sırada işini bitiren Dursun  birde bakmışki ; Temel kola makinasına para atıp durmadan kola alıyor.Etrafında yüzlerce kutu kola.Hemen koşmuş yanına
–Ya ne yapıyorsun!!! demiş.
Temel basmış cevabı K a r ı ş m a  b u g ü n ş a n s ı m çok iyi…

Yaşam ve özellikle  iş hayatı bize empoze edilen  illüzyonlar ile dolu.. Şöyle biraz geçmişe baktığınızda birileri özellikle bu toprakların nice tarih nice değer barındırdığının farkında olan birileri bize bu hayalleri yolluyor.Sanıyoruz ki şansımız iyi..Ülke ekonomimiz ihracat rakamı olarak  artıya geçmiş ve ilk otuz ülke arasında yer alıyor iyi güzelde ülkenin yaratabileceği değer ne nedense o hiç söylenmiyor?Bir trilyon dolar ithalat yapan Temelin Amerika’sına ne satabiliyoruz? Niye bizden aldıkları Bor’ lar bize öğrettikleri t-shirt veya jean e  dönüşmüyor.Ve niye çok yakın dostumuzdan bize turist gelmiyor? Turist yerine asker ,silah  geliyor. Neden Temelin Amerika sı dedim . Çünkü hepimiz birer temel olup bir Amerika hayali kuruyoruz da ondan. Ondan sonra takılıyoruz bir makineye ..Oysaki kendi gücümüzün kendi değerlerimizin farkına varıp bu Cumhuriyeti kuranların yolundan gidebilsek ,kendi gücümüzün farkına varabilsek.
Turizm değerlerimizin kimlik yapısını ulusal yapımız ile özdeşleştirebilsek . Hangi ulus vardır ki Çanakkale de düşmanının anıtını mezarını korusun bunun için dünyanın öbür köşesinden ulus bile olmayan bir ülkeden misafir veya gezgin  gelebilsin de , buna  rağmen  yüz yıldır hala barbar diye nitelensin sesini çıkartmasın..
Yemek ,içmek, müzik, dans  her şeyimiz ile özgün yapımızın tüm dünya insanlarınca kabul göreceğinin farkında değiliz..Daha düne kadar Orta asyanın yarısının Türkçe konuştuğunu bu ülke insanının yüzde sekseni bilmiyordu..           Her şeyimiz inanın her şeyimiz ile büyük bir ayrıcalık ve beğeni toplayan o özgün yapımız, o ulusal dişlilerimizin farkında değiliz  Bize bir gösteri sunuluyor bizde seyrediyoruz...İllüzyonları oluşturanlar farkında ama ama biz gücümüzün farkında değiliz. 
Bana  bir ülke söyleyin. Dört bir yanı denizler ile çevrili .Ne balıkçılık,ne deniz ulaşımı ne denizlerde bir güç  olabiliyor.Bana bir ülke söyleyin kumsalları, denizi ,güneşi, tarihi kültürü yemesi içmesi dansı  her şeyi başka.
Ama bu ülkeye gelen turist , Hint okyanusundaki üç beş adaya giden turist kadar para harcamıyor. Çünkü ekonomi ve başka düğmeler başka başka  ellerde.
Bana bir ülke söyleyin dünyanın bir çok ülkesi dur giremezsin vize var diyor.Ama geçiş hakkı kendisinde olan tüm stratejik noktalardan neredeyse atom bombası bile geçirilecek (geçirilen!!!)bir şey diyemiyor. Hani boğazlardan Çinin Rusyadan aldığı uçak gemisi  geçişine  bir milyon Çinli turist gelecek diye izin verenler bana söyleyin bu ülkenin neresindeler?
Bu izni verenler yabancı değil bizden. Bor ları madenleri şimdilerde neptunyumları satanlar kimler onlarda bizden.
Bana bir ülke söyleyin .Yanı başında burun buruna duran adaları vermiş bir lider bir komutan tartışılmıyor  şimdi  neredeyse yüzerek gideceğimiz Kıbrıs tartışılırken asker deniyor İngiliz askeri denilmiyor.,birileri suçlanabiliyor.Ülke sınırlarını bile illüzyonlara çevirip bak burası gerçekte senin değil burası Hititlilerin diyecekler ya Temel  ile Dursuna ayıp olacak.

Turizm içerisindeki tüm insanlar   ,bu sektörün içerisindeki tüm insanlar bu faaliyeti oluşturan tüm katmanlar tüm ekonomik birimler tüm dünya insanları biliniz ki bir illüzyon gösterisinde kusura bakmayın ama  ‘’ bugün şansım iyi ‘’ diyorsunuz.
Birileri çok ca birilerinin bilmediği bilmez  işler yapıyor. Ve bu bilinmezlik de dünyanın en güzel yeri en turistik yeri   bir yılda kirlenebiliyor.
Nerde oraya yatırım yapan turizm gönüllüleri . Kim düşünür onları o dünya insanı gönüllüsünü kim düşünür .Hepsi bomba altında.Bir zamanların orta doğunun   las vegası Beyrut yok edilebiliniyor.. Şimdi Çin ekonomisinden korkuyor o ekonomiyi yaratanları bilmezlikten gelip duruyorsunuz. Ve bir çok güzel insan bir çok yatırıma gidiyor. Ülke turizmi gelişecek bende pay alacağım. Ama inanın bu sektöre yatırım yapan bu aşk ile dolu güzel insanların diğer tröstlerden çok farklı bir yanı var . O da doğayı insanı yaşamı börtü böceği her şeyi  yaradanı sevmek.
Keşke böyle bir insanlık hüküm sürsede  dört bir yanda. Onlara ey güzel turizm insanlığı diye seslenmek istiyorum..

Ey güzel Turizm insanlığı. Bir gün bu ülkede de maviyi unutturacaklar. Maviye sahip çıkmamız için maviyi bilmemiz maviyi bilmemiz için ulusal değerlerimizi korumamız gerekiyor.

Ey güzel turizm insanlığı  biliniz ki ulusal değerleri koruyarak tüm dünyada siyahın elinden maviyi kurtaracaksınız.
Size şimdi çooook uzak gelen siyah karartma geceleri ,güneşinizin üstüne çökecek. O yüzden güçlü olmanın gücünü bilip ülkenizin maviye boyanması için uğraş verin.

Ey güzel turizm insanlığı ayrı gayrı yok o düşünce bu düşünce yok turizm ayrı apayrı bir felsefedir. Bir düşünsel hareketin  aniden sosyal ve ekonomik uzantıları ile oluşup  bireyden kitleye hiçbir bağlayıcı hüküm getirmeden aynı şeyleri düşünmeyi oluşturacak  kadar psikolojik de bir vakıa dır. Yani bir güçtür. Bu gücü oluşturanların rengi de mavidir.

Ey güzel turizm insanlığı . Siyah mekanik dir. Metaldir. Küldür. Pastır. Ve tüm bu illüzyonun yapının ana öğesidir. Biz bu yapıyı ‘’ bize emanet’’ edilen gibi korumasının bekçisi bireyleriz. Biz mavi sevenleriz. Biz iyi olmayı hak edenleriz. Biz üstüne bastığımız toprağın içinde yaşayan binlerce canlının da bilincindeyiz.

Ey güzel turizm insanlığı. Keşke böyle bir insanlık hüküm sürsede  dört bir yanda. Haitide
açlar olmasa.Dünya yaz aşkları gibi yaşasa.O güzel plajlarda hep balık yesek.Öldürülmese süt bekleyen çocuk.
Ama birilerinin gösterisi ne yazıkki, bize hep böyle  olmak hep karayı aşılamak zorunda.
- Ve  konuşur.Bak senin ülken çok sıcak çok güzel ama ben siyah giydim. Mavi giyimli ev sahibi  bakar. Niye der. Siyah konuşur.-Çünkü benim ülkemin mavi  olması için senin ülkenin tüm insanlarının siyahı sevmesi lazım. Maviyi unutması için.
Yardımlaşmayı dayanışmayı misafirperliği ille de insan sevmeyi hayvan  doğa sevmeyi kardeş gibi yaşamayı unutması lazım.
 Velakin biz Unutmayacağız ..Unutturmayacağız maviyi…

Ertuğrul ÇINAR

Turizmdebusabah.com/2002

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder