Yüzyıllar önce doğdu.
Seslerin uyumlu bir biçimde birleştirilip sergilenmesiyle
adına"Müzik" denildi. Öyle
eğlencelik olsun diye de doğmadı.İnsan toplulukları onunla tapınmaya,onunla
ibadet etmeye hatta hastalıklarını onunla tedavi etmeye başladı. Doğduğu yer
Doğu idi. Doğunun esrarengiz gizeminde geliştikçe gelişti.
İlk çocuğunun
adı dört telli ,ikinci çocuğunun adına ise çıng denildi. Çıng çekik gözlü
insanların ülkesinde doğan şimdiki "org" un atasıydı. Dört telli de
doğurdu. Nan-hu adını verdiler,şimdiki kemanın atasına.
Sesleri hep beş nota
ile çaldılar,tek sesli bir ipek dokuma gibi yıllar yılı ürettiler. Ve bu
üretkinlikten tam bin yıl sonra yağmurlu
,sisli havalarda yaşamaya mahkum batıdaki insanlar doğunun ezgilerini
çoğalttıkça çoğalttılar.Çok sesliliği buldular. Genede doğunun o samimiyetine , inançların ve
eylemlerin ipek dokumasına ulaşamadılar.
Yıllar sonra doğu ve
batı kaynaştı. Her halk kendi öz müziği ile bu iki atayı kaynaştırıp
yeni oluşumlar üretti.Halkın
içinden çıkan müzikler hiçbir zaman yok olmadı.
***
Ülkemizde ise iki
ayrım vardı o yıllarda.Sarayın ve tekkenin müziği olan Klasik Türk Müziği ile
Halkın ve ozanlarının müziği.Yıllarca otorite baskısı ile halkın bağrına inemeyen Klasik Türk müziği dinsel olan ve
olmayan diye ikiye ayrıldı.Bir türlü kendini geliştiremedi.Klasik Türk Müziğine
yeni normlar katan birkaç cesur yetenek de tükenince gelişmek bir yana iyice
geriledi. Oysa ozanlarının her konuyu semaya yankılamasıyla ,korkmadan her tür
görüşü sunumuyla halk müziği gerek
saltanat dönemi gerek cumhuriyet dönemindeki onca yalnızlığına rağmen ayakta kaldı.
Cumhuriyet
dönemimdeki hızlı batılılaşma sürecinde öz müziğimiz opera,bale, senfoni ye verilen devlet
desteğini arkasına alamamasına rağmen hızla gelişti. Dünyada ise
zaman sürecinde her halkın müziği atalarıyla sentezlere girmişlerdi bile.Dünya
üzerindeki tüm halklar birbirlerinden
haberli habersiz bir çok değerler ürettiler. İspanya flamenko yu Amerikan
tamtamlarıyla bütünleştirdi. İtalyanlar
operetlerini ,sicilya yöresinin başkaldırı türküleriyle kaynaştırdı.
Batı ile doğunun
arasında kalmış bizlerin halk müziği ise "yoz" geri sıfatı ile köy ve
kent kıskacının ikileminde bırakıldı.
Bunuda aşmak için savaş veren yüce beyinler sazımızı evrenselleşmiş
aletlerle birlikte kullanıp yeni bir norm ürettiler. Halkın müziğinin güçlenmesinden korkan anlayış
baskılarla bu yeni değerleride
engellemeye çalıştı.
1980 li yıllarda Edip
Akbayram ın türkülerine TV yasağı koyan
anlayış"yasak"kararını şöyle açıklıyordu: Parçada gitar,org ve baterinin yanında saz
kullanılmış..
İşte bu zihniyet öz müziğimizin evrenselleşme
mücadelesine set çekmiştir.Tıpkı
padişahların ozanlarına yaptıkları gibi.
Tüm bu anlayışlar
sonucu ,dünyada "Türk" müziği sıfatını alacak bir müzik gelişemedi.
1970 li yıllarda
doğan pop folk bence gerçek Türk müziği sıfatını evrenselleşme aşamasına
geldiği an yakalayacaktır. Bünyesinde klasik Türk müziğini,halk müziğini,doğu
müziğini ve batı müziğini kaynaştırıp yeni bir sentez oluşturan bu müziğin yolunu artık kimse kapatamayacaktır.
Ertuğrul
ÇINAR
1990
Müziği
yaratan Halktır. Biz sadece onu düzenleriz...
GALİNKA
Ustalarımızın anısına ..... Video....
Kerem Güney Anısına.
Turkish folk music
TRT DE YASAKLANMA GEREKÇELERİ
Turkish folk music
TRT DE YASAKLANMA GEREKÇELERİ
TRT'nin şarkıların yasaklanma gerekçeleri de dikkat çekici. İşte yasaklı şarkılar ve yasaklanma gerekçeleri.
Barış Manço
Arkadaşım Eşşek: İnsanın arkadaşı eşek olamaz. (Manço'ya 'Kuzu' olarak değiştirmesi önerilmiş.
Lambaya "Püf" De: Erotik bulunmuş.
Ölüm Allahın Emri: Girişte zurna kullanılmış. (Pop müzikte zurna kullanılamaz). Sözlerde karamsarlık var.
Bir Bahar Akşamı: Türk sanat müziğinin
yozlaştırılmış bir örneği. Bir pop müzik şarkıcısı Türk sanat müziği okuyamaz.
Musa Eroğlu
Yolun Sonu Görünüyor: İntiharı özendiriyor.
Orhan Gencebay
Batsın Bu Dünya: Düzene isyan var. Karamsarlık var. İnsanların ruh halini bozuyor.
Cem Karaca
Emrah: Sözlerinde müstehcen kelimeler var.
Namus Belası: Kötü örnek.
Zülfü Livaneli
Şarkışla Türküsü: Sözlerde 'Deniz' adı geçiyor. Deniz Gezmiş için yapıldığı açık.
Hoşça Kal Kardeşim Deniz: Deniz Gezmiş için yazılmış.
Sezen Aksu
Sarışınım: Bestecisi Ermeni.
Özdemir Erdoğan
Gurbet: Türk halk müziği motifleri.
İkinci Bahar: Türk aile yapısına ters ve ahlaka aykırı.
Adnan Şenses
Doldur Meyhaneci: İçki içmeye özendiriyor.
Melike Demirağ
Arkadaş: Üstü kapalı komünizm propagandası. Üstelik şarkının bestecisi ve söz yazarı da Şanar Yurdatapan.
Esmeray
İnsanız: Eleştiri var. Söz ve müzik Şanar Yurdatapan'ın.
Anonim
Ormancı: Devlet memurunu yeriyor.
Ada Sahilleri: Yassıada'yı çağrıştırıyor.
Barış Manço
Arkadaşım Eşşek: İnsanın arkadaşı eşek olamaz. (Manço'ya 'Kuzu' olarak değiştirmesi önerilmiş.
Lambaya "Püf" De: Erotik bulunmuş.
Ölüm Allahın Emri: Girişte zurna kullanılmış. (Pop müzikte zurna kullanılamaz). Sözlerde karamsarlık var.
Bir Bahar Akşamı: Türk sanat müziğinin
yozlaştırılmış bir örneği. Bir pop müzik şarkıcısı Türk sanat müziği okuyamaz.
Musa Eroğlu
Yolun Sonu Görünüyor: İntiharı özendiriyor.
Orhan Gencebay
Batsın Bu Dünya: Düzene isyan var. Karamsarlık var. İnsanların ruh halini bozuyor.
Cem Karaca
Emrah: Sözlerinde müstehcen kelimeler var.
Namus Belası: Kötü örnek.
Zülfü Livaneli
Şarkışla Türküsü: Sözlerde 'Deniz' adı geçiyor. Deniz Gezmiş için yapıldığı açık.
Hoşça Kal Kardeşim Deniz: Deniz Gezmiş için yazılmış.
Sezen Aksu
Sarışınım: Bestecisi Ermeni.
Özdemir Erdoğan
Gurbet: Türk halk müziği motifleri.
İkinci Bahar: Türk aile yapısına ters ve ahlaka aykırı.
Adnan Şenses
Doldur Meyhaneci: İçki içmeye özendiriyor.
Melike Demirağ
Arkadaş: Üstü kapalı komünizm propagandası. Üstelik şarkının bestecisi ve söz yazarı da Şanar Yurdatapan.
Esmeray
İnsanız: Eleştiri var. Söz ve müzik Şanar Yurdatapan'ın.
Anonim
Ormancı: Devlet memurunu yeriyor.
Ada Sahilleri: Yassıada'yı çağrıştırıyor.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder