8 Aralık 2012 Cumartesi

MÜZİK ÜZERİNE ...


Yüzyıllar önce doğdu. Seslerin uyumlu bir biçimde birleştirilip sergilenmesiyle
 adına"Müzik" denildi. Öyle eğlencelik olsun diye de doğmadı.İnsan toplulukları onunla tapınmaya,onunla ibadet etmeye hatta hastalıklarını onunla tedavi etmeye başladı. Doğduğu yer Doğu idi. Doğunun esrarengiz gizeminde geliştikçe gelişti.
İlk çocuğunun adı  dört telli ,ikinci çocuğunun  adına ise çıng denildi. Çıng çekik gözlü insanların ülkesinde doğan şimdiki "org" un atasıydı. Dört telli de doğurdu. Nan-hu adını verdiler,şimdiki kemanın atasına.
Sesleri hep beş nota ile çaldılar,tek sesli bir ipek dokuma gibi yıllar yılı ürettiler. Ve bu üretkinlikten tam bin yıl sonra  yağmurlu ,sisli havalarda yaşamaya mahkum batıdaki insanlar doğunun ezgilerini çoğalttıkça çoğalttılar.Çok sesliliği buldular. Genede doğunun  o samimiyetine , inançların ve eylemlerin  ipek dokumasına ulaşamadılar.
Yıllar sonra doğu ve batı kaynaştı. Her halk kendi öz müziği ile bu iki atayı  kaynaştırıp  yeni oluşumlar  üretti.Halkın içinden çıkan müzikler hiçbir zaman  yok olmadı.
                                               ***
Ülkemizde ise iki ayrım vardı o yıllarda.Sarayın ve tekkenin müziği olan Klasik Türk Müziği ile Halkın ve ozanlarının müziği.Yıllarca otorite baskısı ile halkın bağrına  inemeyen Klasik Türk müziği dinsel olan ve olmayan diye ikiye ayrıldı.Bir türlü kendini geliştiremedi.Klasik Türk Müziğine yeni normlar katan birkaç cesur yetenek de tükenince gelişmek bir yana iyice geriledi. Oysa ozanlarının her konuyu semaya yankılamasıyla ,korkmadan her tür görüşü  sunumuyla halk müziği gerek saltanat dönemi gerek cumhuriyet dönemindeki onca yalnızlığına rağmen   ayakta kaldı.
Cumhuriyet dönemimdeki hızlı batılılaşma sürecinde öz müziğimiz  opera,bale, senfoni ye verilen devlet desteğini  arkasına  alamamasına rağmen hızla gelişti. Dünyada ise zaman sürecinde  her halkın müziği  atalarıyla sentezlere girmişlerdi bile.Dünya üzerindeki tüm halklar  birbirlerinden haberli habersiz bir çok değerler ürettiler. İspanya flamenko yu Amerikan tamtamlarıyla  bütünleştirdi. İtalyanlar operetlerini ,sicilya yöresinin başkaldırı türküleriyle kaynaştırdı.
Batı ile doğunun arasında kalmış bizlerin halk müziği ise "yoz" geri sıfatı ile köy ve kent kıskacının  ikileminde bırakıldı. Bunuda aşmak için savaş veren yüce beyinler sazımızı evrenselleşmiş aletlerle  birlikte kullanıp  yeni bir norm ürettiler. Halkın müziğinin  güçlenmesinden korkan  anlayış  baskılarla bu yeni değerleride  engellemeye çalıştı.


1980 li yıllarda Edip Akbayram ın türkülerine TV yasağı  koyan anlayış"yasak"kararını şöyle açıklıyordu: Parçada  gitar,org ve baterinin yanında saz kullanılmış..
İşte bu zihniyet  öz müziğimizin evrenselleşme mücadelesine  set çekmiştir.Tıpkı padişahların ozanlarına yaptıkları gibi.
Tüm bu anlayışlar sonucu ,dünyada "Türk" müziği sıfatını alacak bir müzik gelişemedi.
1970 li yıllarda doğan pop folk  bence gerçek  Türk müziği sıfatını evrenselleşme aşamasına geldiği an yakalayacaktır. Bünyesinde klasik Türk müziğini,halk müziğini,doğu müziğini ve batı müziğini kaynaştırıp yeni bir sentez oluşturan bu müziğin  yolunu artık kimse kapatamayacaktır.

                                                        Ertuğrul ÇINAR
                                                            1990  

 Müziği yaratan Halktır. Biz sadece onu düzenleriz...
GALİNKA
Ustalarımızın anısına ..... Video....
Kerem Güney Anısına.

Turkish folk music

TRT DE YASAKLANMA GEREKÇELERİ 
TRT'nin şarkıların yasaklanma gerekçeleri de dikkat çekici. İşte yasaklı şarkılar ve yasaklanma gerekçeleri.

Barış Manço

Arkadaşım Eşşek: İnsanın arkadaşı eşek olamaz. (Manço'ya 'Kuzu' olarak değiştirmesi önerilmiş.
Lambaya "Püf" De: Erotik bulunmuş.
Ölüm Allahın Emri: Girişte zurna kullanılmış. (Pop müzikte zurna kullanılamaz). Sözlerde karamsarlık var.
Bir Bahar Akşamı: Türk sanat müziğinin
yozlaştırılmış bir örneği. Bir pop müzik şarkıcısı Türk sanat müziği okuyamaz.

Musa Eroğlu

Yolun Sonu Görünüyor: İntiharı özendiriyor.

Orhan Gencebay

Batsın Bu Dünya: Düzene isyan var. Karamsarlık var. İnsanların ruh halini bozuyor.

Cem Karaca

Emrah: Sözlerinde müstehcen kelimeler var.
Namus Belası: Kötü örnek.

Zülfü Livaneli

Şarkışla Türküsü: Sözlerde 'Deniz' adı geçiyor. Deniz Gezmiş için yapıldığı açık.
Hoşça Kal Kardeşim Deniz: Deniz Gezmiş için yazılmış.

Sezen Aksu

Sarışınım: Bestecisi Ermeni.

Özdemir Erdoğan

Gurbet: Türk halk müziği motifleri.
İkinci Bahar: Türk aile yapısına ters ve ahlaka aykırı.

Adnan Şenses

Doldur Meyhaneci: İçki içmeye özendiriyor.

Melike Demirağ

Arkadaş: Üstü kapalı komünizm propagandası. Üstelik şarkının bestecisi ve söz yazarı da Şanar Yurdatapan.

Esmeray

İnsanız: Eleştiri var. Söz ve müzik Şanar Yurdatapan'ın.

Anonim

Ormancı: Devlet memurunu yeriyor.

Ada Sahilleri: Yassıada'yı çağrıştırıyor.


 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder