Gariptir bu
dünya..Zaman içinde insan ,toplum hatta ülkeler büyük değişkenliklere
girebilir..
İnsan gibidir dünya…
Yüzyıllar önce silah da dev olan ülkeler , şu an yok olabilir Portekiz gibi..Ekonomide çok zayıf olan ülkeler ,devler sırasında elli basamak yükselebilir.Endonezya,Hindistan gibi..
Bir Japonya,Bir
Almanya.. tek tek ülkeleri tarihleri incelediğinizde gariplikleri daha net sezersiniz..
Japonya ;kültürel değerleriyle ,teknolojik gelişimi
üst üste oturtup bu garipliklerin başını çekenlerden olmuştur hep..Almanya taş üstüne taş kalmayan hatta erkek kalmayan bir savaştan çıkıp bir sanayi devine ulaşan gariplerdendir..
A.B.D kendi kendini kırıp döktüğü iç savaşı
sonrası herkesi sefaletin üstüne bir devasa emperyal olguyu kuran
gariplerdendir..
Bedevi Arapların
bulunan kara su ile, bir şımarık zengin
konumuna gelmesi daha da garipliklerden..
Öyle çok bilinmeyen
olan bir dünyada ,biz her şeyi bilinir gibi davranıyoruz..
Dünyanın bir yaşayan
canlı güç olduğunu hissedemiyoruz.. Bugünün gerçeği ile yarını
düşlüyor..Yarın kapımızı çalınca
afallıyoruz.. Oysa zaman çok hızlı akıp gidiyor…
İnsan beyninin
gücüne inanmıyoruz..Çevrenin doğanın haklarına inanmıyoruz…
Değerlerimize
,çevremize sahip çıkmadan biraz olsun geceleri yıldızlara bakıp ben niye
buradayım veya nerdeyim ben diye düşünüp
sorgulamadan kalırsak,
Dün tepelerine atom
yağan garip Japonların adalarının birinde
bugün 90 larda 7
hektar alanda 14 bin metrekareye suni deniz oluşturan ve
onbinlerce japonun suni denize girmesini sağlayan güce ulaşmasını şaşkınlıkla
izleriz..
Topraktaki kurt bile
kendi toprağını koruma mücadelesi veriyor..Onun doğal ortamını sağlıyor..Biz ne
yapıyoruz.Solumak bile nefes almak bile zorlaşıyor farkında değiliz..İsveç
smaland eyaletine kara kar yağdırıyoruz.. Ren sularını öyle kirletmişizki en
dayanıklı yılan balıkları bile yaşamaz hale gelmiş..Tüm kirli atıklar
denizlere..Okyanuslara..
Dünyamızdaki oksijenin 1/5 ini üreten ‘Plankton’
denilen okyanuslardaki bitki magması bile yok olmaya mahkum olmuş..
Amerika da her
yıl yol şebekeleri için 400 bin ağaç yok ediliyor..Yapılan yollarda tüketilen
zehirli gazların oluşturduğu kirlilik ayrı.. Bazı barajlarda toplanan suların
ekolojik dengeyi bozduğunu ,ayrıca
yer altına verilen kimyasal atıkların sasıntılar için bir risk olduğu
söylenmekte..
Sınırlı su ve besin
kaynaklarımızla, dünyamızı sınırsız büyüme istemi ile yok edenlere karşı
çıkmamak bir insanlık suçudur..
Silahlanmanın hızla
arttığı ve mutlak bir savaş öngören bu dünya
idarecilerini başımızdan atmadan
bu dünya kurtuluşa eremez… Burada el ele ,tüm dünya insanlarının hiçbir
fark gözetmeden dayanışması gereklidir.. Tek bir siyasi kalıp veya görüşün
etkisinde değil..
Dünya insanları ,dünyayı yeniden kurtarmak için topraktaki kurt gibi topraklarına sahip
çıkmalıdır..Dünya kardeşliği ,bizi bir sona götüren güç odaklarının yok olması
ile mümkündür..Bu güç odaklarının başı sonu bellidir…Zihnimizi ele geçirdiler
sustuk..Toprağımızı ele geçirdiler sustuk..Dünyamızı yok ediyorlar yeter
demeliyiz bu yeni yılda artık..
Bizi yok sayıyorlar..Oysa
biz halkız ..Gariplikleri onlara yaşatmak için dünyamızın ve yaratıcımızın bize desteği olur…Yeter ki topraktaki kurt
kadar olalım..

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder